Uzay
bilim adamları tarafından; kâinatta, üzerinde yaşadığımız dünya
gezegenine benzeyen başka bir gezegenin var olabileceği yolundaki
araştırmalar için bu keşfin çok önemli sayıldığı vurgulanmaktalar ….
Bir
gurup uzay bilim adamı; 2009 yılının sonlarında, su bakımından zengin
olan yeni bir gezegen keşfettiklerini duyurdular. Bu gezegen hacim
bakımından dünya gezegenine yakın olduğunu, oradaki havanın ise biraz
sıcak olabileceğini söylediler. Çünkü orada yoğun bir hava tabakası söz
konusudur.
Uzay
bilim adamları bu gezegene: Gİ 1214b adını vermişlerdir. Bu gezegenin
hacmi dünyanın iki buçuk katı kadar olup, güneşten daha küçük ve daha az
ışık veren bir gezegenin etrafında dönmektedir. Gurubun başkanı,
Harvard Üniversitesi Prof. David Sharbonyo’ın dediğine göre bu keşfin en
önemli yanının su açısından zengin oluşu ve dünya gezegenine yakın
oluşudur.
Bu
keşif oldukça önemli bir keşif sayılabilir. Zira daha önceki verilere
göre gezegenler sadece büyük yıldızlar etrafında dönerdi. Örneğin:
Güneşin hacmi büyüklüğündeki yıldızlar etrafında döndüğü ile ilgili
oluşuydu. Bu varsıyım sebebiyledir ki, uzay bilim adamları küçük
yıldızların ekseninde dönen gezegenler üzerinde fazla durmamışlardır. Bu
keşifle birlikte: “dünyaya benzeyen gezegenlerin, ancak saman yolu
galaksisine benzeyen ortamlarda bulunması mümkün olabilir” şeklindeki
teoriler de çürütülmüş bulunmaktadır.
Bilim
adamları bu gezegeni, hacim itibarıyla dünyadan daha büyük olması
sebebiyle “harika gezegenler” kategorisinde değerlendirmektedirler. Bu
gezegenin dünyadan sadece 40 yıllık ses mesafesi uzaklığında olduğu
söylenmektedir. Bu gezegen; büyüklüğü 16 inç
olan bir gözetleme cihazı (teleskop) ile tespit edilmiştir. Araştırmacı
Carboniy’e göre, uzun zamanlar öncesinden bu gezegeninin keşfedilmesi
konusunda engelleyici hiçbir teknik sebebin bulunmadığını
kaydetmektedir.
Bu bilimsel haberin yorumu
Bu
ve benzeri gezegenlerin keşfi; göklerde hayatın var olduğunu söyleyen
Kuran-ı Kerim’in doğruluğunu tasdik etmektedir. Yüce Allah şöyle
buyurur: “Gökleri, yeri ve bunların içine yayıp ürettiği canlıları
yaratması da O'nun delillerindendir. O dilediği zaman bunları bir araya
toplamaya da kadirdir” (Şura: 29). Diğer yandan bu olay şu anlama da
gelmektedir: İnsanlar her gün bir az daha diğer gezegenlerdeki hayatın
varlığını keşfetmeye yaklaşmaktalar.
Bir
diğer hakikat da şudur ki; Kuran bilimsel gerçeklerle uyum ve ittifak
içindedir. Zira bilim adamlarının keşfettiği bütün bilimsel hakikatlere
Kuran’ın işaret ettiğini görmekteyiz. Böylece bu kitap (Kuran-ı Kerim)
bütün bilimsel gerçekleri kuşatarak kâinat düzeni ile birebir uyum
içindedir. Yüce Allah bu gerçeği şöyle açıklamaktadır: “Hala Kur'an
üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası
tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı” (Nisa:82).
إرسال تعليق